Gazetecilik, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından kamuoyunda en çok tartışılan konuların başında yer aldı. Deprem bölgesine giderken yapılması gereken hazırlıklardan haberlerdeki etik ihlallere kadar pek çok başlık geniş kesimler tarafından tartışıldı. Kahramanmaraş merkezli (6 Şubat 2023) depremlerde yalnızca deprem bölgesi değil devlet ve medya da enkaz altında kaldı. Bir doğal afetin toplumsal felakete dönüşmesini izledik. Bu süreçte “böyle büyük bir felakete hazırlıklı olunamaz” ifadeleri sıklıkla tekrarlandı. Oysa bu ifadeler kurumların toplumsal sorumluluğunu gölgede bırakır. Gazetecilik de doğal afetlerin toplumsal felakete dönüşmemesi için donanımlı, deneyimli ve hazırlıklı olmalıdır Afet haberciliği yalnızca afet sırasındaki olayları değil afetin öncesini ve sonrasını da kapsayan bir pratik olarak kavranmalıdır. Bu pratik afet bölgesinden aktarılan sıcak haberler kadar afetin nedenlerini, sorumlularını araştırarak ortaya koyan ve toplumsal felaketlerin tekrarlanmaması ya da en az zararla altından kalkılabilmesi için çözüm önerilerini de içeren bir habercilik olmalıdır. Dolayısıyla afet haberciliği, habercilerin gerçekleri saklamak, çarpıtmak, yapılması gereken haberlerden kaçınmak ya da olup bitenleri yüzeysel biçimde sunmak gibi eğilimlerine karşı uyarıcı; gazeteciliğin gereğini yerine getirmeleri konusunda da cesaretlendirici olmalıdır.
Peki iyi afet haberciliği örneği için neler yapılmalıdır?
Afet bölgesi gazetecilik için zor ve tehlikeli bir saha olduğu için burada deneyimli gazetecilerin görev alması öncelikli olmalıdır. Gazeteci açısından afet bölgesinin coğrafi, kurumsal ve toplumsal yapısıyla ilgili hızlı bir bilgilenme ve hazırlığı ihtiyaç olacaktır. Ayrıca gazeteciler afet koşullarına fiziksel, düşünsel ve psikolojik olarak hazırlıklı olmalıdır. Gazetecinin afetzede haline gelmemesi ve haber üretim-aktarım pratiğini sürdürebilmesi için gerekli donanımın önceden hazırlanmış olması önemlidir. Afetin türü, boyutu ve yaygınlığı göz önünde bulundurularak internet bağlantısı, telefonlar, yedek şarj, pil, yakıt, su, yiyecek, uygun giyecek, tuvalet ve hijyen malzemeleri gibi malzemeler afet bölgesine giderken sağlanması gereken ihtiyaçlardır.
Yine afet haberciliğinde insan onurunu gözetmek esas olmalı, insana ve acısına saygı duyulmalıdır. Buradaki insanların yaralarını deşecek söylemlerden kaçınılmalıdır. Afeti yaşayanların mahremiyetine ve kişisel haklarını ihlal etmemeye özen gösterilmelidir. Reyting ya da gösteriş peşinde koşmadan, insani duygu ve değerleri çiğnemeden, insanı nesnelleştirmeden bir habercilik sergilenmelidir. Bu bölgelerde her yer ve her şey haber değeri taşıyabilir. Dolayısıyla bizler haber yaparken kamusal yararı ön planda tutmalıyız. Afet sırasında karşımıza çıkacak en büyük sorunlardan bir tanesi de insani tutum ve mesleki görevlerimiz arasında olacaktır. Böyle bir durumda eğer olaya müdahale eden hiçbir kurum kuruluş ya da personel yoksa önceliğimiz insan yaşamı olmalıdır.
Afet haberciliği sadece afet bölgesindeki haberlerle sınırlı değildir. Yayınlanacak haberlerin editöryal süreci de son derece önem arz etmektedir. Bu noktada haberin kolektif yapısı unutulmamalı ve sadece sahadaki çalışmalarla yetinilmemelidir. Sansasyonel haberlerden kaçınılmalı, doğru bilgi yaymaya özen gösterilmelidir. Bu gibi haberler sadece olay haberciliği ile yetinmemeli; afetin ortaya çıkışına, yıkımın nedenlerine, sorumlular ve sonrası için önlemler hakkında da haberler sağlanmalıdır. Televizyon yayınlarında yer alan teknik ve kapalı uzman görüşlerinden ziyade toplumun geneline ulaşabilecek toplumsal bağlama ve çözüme yönelik bilgi aktarımında bulunulmalıdır. Dezenformasyon ve bilgi kirliliğine her zamankinden fazla özen gösterilmelidir. Afet sonrasında bölge yalnız bırakılmamalı, orada yaşanan gelişmeler takip edilmelidir. Bölgenin durumu ve koşulların hakkında bilgi akışı sürmelidir.
Sonuç olarak afet haberciliği yalnızca afet süreciyle sınırlı olmayan, afet öncesi ve sonrasını da içeren bir bütünlük içinde oluşturulmalı; afet sırasındaki olaylar kadar afetin yol açtığı yıkımın neden meydana geldiği, bu süreçteki sorumlulukların kime ait olduğu, afet yaşanmadan önce yapılanlar ve yapılmayanlar ile yıkımın tekrarlanmaması için yapılması gerekenler de afet haberciliğinde ele alınmalıdır.
Bu süreçte halkın haber alma hakkı doğrultusunda tüm kamusal tartışmaları oluşturacak bilgi akışı sağlanmalı, kamu yararı tüm kişisel ve kurumsal kaygıların üzerinde tutulmalıdır.
En önemlisi de afet dönemlerinde sorumluluğunu bilen, en faydalı şekilde içerik üretebilecek mesleki deneyimleri elinde tutan ve bunları en doğru şekilde aktarabilen gazetecilerin yetişmesi için gerekli eğitimlerin verilmesidir.
Comments