top of page

EKMEK ARASI VİSKİ

En ufak bahane ile koşarak gelen ereksiyonlar, boşaldığı gibi doldurulan alkoller, 112 hattına bakan küfürler… “Kirli gerçekçilik” akımıyla yazılan bir otobiyografidir; Ekmek Arası. Akımdan bahsedecek olursak; yeni nesil Amerikan yazarların icadı. Denk gelsen yolunu değiştireceğin tiplere ironi ve komedi yoluyla önyargısız bakmanı sağlayan bir akım. Kahramanımız Henry Chinaski, Bukowski abimizin kendini oynattığı atın ismi. Çocukluğundan gençliğine kadar konu alınmış bir kitap. Sefaletle büyüdüysen, biraz da serseriliğin varsa kendinden bir şeyler bulmak mümkün.


Cahillerin en tehlikelisi yarı cahil olanlardır. Bukowski de bu yüzden ebeveyn konusunda hiç şansı olmayanlardandı. İnen donlara kesilmemiş bir parmak çim başına vurulan ustura kayışları, sebebi olmadan inen tokatlar, kâğıtta duran kelimeler yüzünden evden kovulmalar… Bunlardan etkilenmemiş gözlem yeteneği, hazır cevaplılık ve deli cesareti… Çok fazla yabancı isim ve soy isim olduğundan bazı yerler atlanarak okunsa da gayet akıcı ve basit bir dille yazılmış. Kişinin kaderinin büyük bir kısmı tercihleri tarafından yazılır. Çoğu tercihini beğenmemiş olsam da talihsizlik yakasını bırakmamış demezsem hakkını yerim. Ara sıra altını çizdirtecek satırlar sığdırılmış. Tam zamanında. Kararınca. Sadece bu kitabını okuyarak bile şu cümle kurulabilir. Bu adama sınırsız imkân versen de kadın, alkol, kitap üçgeninden çıkmaz. Tek değişen üçgenin açıları olur. Kendini uyumsuzların uyumsuzu olarak ilan etmiş bir tip. Tasvip etmeyeceğim davranışlarının başında kadınlara olan bakış açısı olsa da bir şekilde kendini kabul ettiriyor. Geçmişinden midir yoksa hayata bakış açısı mıdır bilmem ama göze batırmıyor. İçinde saklamadığı sapığı.


Örneklerin, olayların, eylemlerin iyi ya da kötü olduklarını düşünmem. Bakış açısı ile anlamlandırıldıklarına inanırım. 74 sayfalık bir hayatın 22 sayfasını okuduğumda imreneceğim neredeyse hiçbir özellik, tercih yok. Aksine asla yapmayacağım birçok şey mevcut. Yine de bana çok şey kattığını söyleyebilirim. Hangi durumlarda hayata karşı nasıl tavır alırsam neler olabileceğini gerçekçi bir şekilde görmemi sağladı. Tatmin eden noktaları az olsa da ender şeyler olduğundan o kadar doyurucu ki sevemeden edemedim bu adamı.10 milyarın sığdırıldığı bu dünyaya bir avuç samimiyet sığmamış. Bu abim de sahteliğe midesi bulananlardan oluşu, gerçekçiliği, kendine karşı dürüstlüğünden beni fethetmeyi başardı. Altını çizdirdiğin bir cümle ile veda ediyorum sana. Çıbanları yaralarına karışmış adam.


Başkalarını çözmeye çalıştıkça kendimi düğümlemişim, haberim yok…

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
KENDİMİZLE UFAK BİR HESAPLAŞMA

Hani herkesin küçüklüğünden hatırladığı parça parça bazı anılar olur ya, bilirsiniz. Bir mantığı ve nedeni olmasına gerek yoktur, beyin o...

 
 
 

Comments


bottom of page