top of page

KISSADAN HİSSE: OTOBÜS

Yazarın fotoğrafı: Eren KÖSEEren KÖSE

Geç kalınmasından da geç kalmaktan da hiç hoşlanmam. Herhangi bir saatte burada olacağım dendiyse, orada olunsun. Ona göre dışarı çıkılsın. Varış yerine ne kadarda varılacağını az çok herkes öngörebilir. Geç kalmak kısacası imkânsızdır. Fakat bir durum hariç. Sabah saatlerinde otobüse binmek gerekiyorsa, o insan geç kalmaya mecburdur. Yola ne kadar erken çıkarsan çık, bir o kadar daha geç kalırsın.


Otobüsün en kötü kısmı zaman kavramının olmayışı. Hangi saatte çıkarsam çıkayım, her seferinde varış sürem değişiyor. Her gün aynı saatte yola çıkıyorum, hep farklı sürede gideceğim yere varıyorum. Otobüsün varış süresinin her seferinde değişmesi çok garip olduğu kadar, bir de gelen otobüse binememe durumun oluyor. Geçenlerde bir otobüs durdu. Otobüste binecek yer yok. Durakta bekleyen yolcuların otobüse binmeyi başarmasını bırakın, kapı açıldıktan sonra otobüsten iki kişi aşağıya düştü. Otobüsten düşen bu iki kişi bizimle birlikte o durakta kaldılar. Otobüs onları dışarı attı ve yoluna devam etti. Allahtan otobüsün içindeki insanlar bağırdı çağırdı da durdurabildiler otobüsü. Otobüsten düşen iki kişi de koştura koştura otobüsün yanına gidip, zar zor tekrardan bindiler.


Bir kere şafak vaktinde yola çıkmadığın sürece otobüs hep dolu gelir. Allah var günün ilk otobüsleri hep boş olur. Ama o otobüslere binmek için de çok erken kalkmak gerekiyor. E yorgun ve uykusuz olmamak için de erken yatacaksın. Bir de erken yola çıkınca, gideceğin yere çok erken bir saate varmış olacaksın. Kısacası bütün bir günü, bir otobüse göre ayarlaman gerekecek. Bu durumun bünyede oluşturduğu saçmalık hissi tarif edilemeyecek düzeyde.


Hele de yolcusu bol bir duraktan otobüse biniyorsan yandın demektir. Bir kere mücadeleye hazır olmalısın. Otobüs ufukta göründüğü an, harekete geç. Otobüsün duracağı yere doğru konum al. Arkandan baskı yapan diğer yolcuları sakın önüne geçirme. O duraktan ilk binen yolculardan biri ol. Hem dışarıda kalma şansın düşer, hem de otobüsün içinde kendine iyi bir yer edinme imkânı bulabilirsin. Çok şanslıysan oturabilir, en iyi ihtimalle kendine yaslanabileceğin bir yer bulabilirsin. Otobüse binme olayında en sinir bozucu olaylardan biri de çanta sorunudur. Güç bela atarsın kendini otobüse. Kapı kapansın diye ittirirsin insanları. Tamam, bindik dersin. Fakat o lanet otobüsün kapısı, sırt çantan yüzünden kapanmaz. Çantan sıkışır iki kapı arasında. Bir daha çıkarırsın çantanı, önüne alırsın, insanları biraz daha ittirirsin. Ölme eşeğim ölme.


Otobüste kendine oturacak, yaslanacak bir yer bulmayı bırakın, bazı zamanlar da tutunacak bir yer bile bulamayabilirsiniz. İşte ben o kişiye acırım. Bu durum çok nadir başa gelir. Fakat etkisinin uzun bir süre gösterebilir. Bu durum yaşandıysa, anlayın ki otobüste adım atacak yer yok. Adım atmayı bırakın, bir tarafa dönemezsiniz. Öylece ortada sap gibi kalırsın. Otobüs hareket eder, savurur, fakat hareket etmezsin. Diğer yolcularla öyle bir bütün haline gelmişsinizdir ki hareket eden otobüs hiçbir yere tutunmamanıza rağmen sizi savuramaz. Bu durumda zaman geçtikçe nefes almakta zorlanır. Ter kokusu zaten bütün otobüsü çoktan ele geçirmiştir. Yanınızda gaz maskeniz yoksa bazı zamanlarda otobüs gerçekten çok zorlayabiliyor.


En önemli tüyolardan biri de oturunca uyuma numarası yapmaktır. Böylece yerini kimseye vermek zorunda kalmazsın. Sakın buradan yaşlı insanlara yer vermeyin çağrısı yaptığımı sanmayın. Benim çağrım ayağından ameliyat olanlara. Bir şehirde bu kadar ayağından ameliyat olan insan olur mu? Oluyor işte. Herkes ameliyatlı.


Otobüsün en ön tarafında kalmak çok sakıncalı bir durumdur. Yolculuk zehir olur. Ne müzik dinleyebilirsin, ne telefonuna bakabilirsin. Hiçbir şey yapamazsın. Otobüsün en ön tarafında isen muavinlik görevin başlar. Arkadan uzatılan kartları, otobüse okutman gerekir. Bir elinle düşmemek için tutunacak, diğer elinle kartları okutacaksın. Bir yandan da şoför sürekli boşluklara ilerleyelim diye bağırır. Boşluk yok ki ilerleyelim.


Öyle zamanlar oluyor ki otobüsün içinde çok fazla zaman geçiriyorsun. Etrafında olan insanlar bir süre sonra tanıdık gelmeye başlıyor. Sanki her biri ile tanışmışım, zaman geçirmişim gibi geliyor. Hâlbuki hayatımda görmediğim insanlar. Yüksek ihtimalle bir daha da görmeyeceğim. Otobüsün içi, insanın üstünde gerçekten farklı bir psikoloji yaratıyor.

Allah kimseyi otobüslere düşürmesin. Herkese bol metrolu bir hayat diliyorum.



 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

KENDİMİZLE UFAK BİR HESAPLAŞMA

Hani herkesin küçüklüğünden hatırladığı parça parça bazı anılar olur ya, bilirsiniz. Bir mantığı ve nedeni olmasına gerek yoktur, beyin o...

Comments


bottom of page