top of page

SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ

Yazarın fotoğrafı: Yasin ErtanYasin Ertan

Saatleri Ayarlama Enstitüsü iki uygarlık arasında bocalayan toplumumuzun yanlış tutumlarını, davranışlarını, saçmalıklarını alaya alan, eleştirel bir romandır. ( Moran )


Bilirsiniz Dostoyevski, Gogol hakkında "hepimiz onun paltosundan çıktık" demiştir. Tanpınar ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü de Türk edebiyatında Gogol'un paltosunu temsil etmektedir kanımca. Edebiyat tarihimizde bildiğimiz anlamda ilk romanın "Taaşşuk-u Talat ve Fitnat Hanım", "Eylül", "Araba Sevdası" gibi romanlarla başlamış olduğunu kabul etsek de Saatleri Ayarlama Enstitüsü Modern Türkiye'nin ruhunu, çelişkilerini ve çekişmelerini anlatması ve kendisinden sonraki yazarları etkilemesi, onlara kılavuz olması ve en önemlisi onlara aşılacak veya ulaşılacak bir çıta sunması açısından edebiyat tarihimizin en önemli romanıdır diye düşünüyorum. Türk romanını, Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nden önce ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nden sonra diye ayırmak hiç yanlış olmayacaktır.


Ben romanı okuduğumda günümüz edebiyatının temsilcilerinden; Murat Gülsoy, Murat Menteş, Alper Canıgüz, Hasan Ali Toptaş, İhsan Oktay Anar ve tabii Orhan Pamuk gibi yazarların kokularını çok net olarak aldım. Muhakkak benim okumadığım daha birçok yazar vardır bu romandan etkilenen. Dolayısıyla günümüz yazarlarının Tanpınar'ın paltosundan çıktığını ve bir anlamda onun yarattığı ve şekil verdiği yazarlar olduğunu söyleyebiliriz.


Kitabın içinden bir bölüm vermek gerekirse :

"Nuri efendi sık sık, “ayar, saniyenin peşinde koşmaktır!” derdi. Halit Ayarcı’yı pek şaşırtan sözlerinden biri de bu olmuştu:


- Düşün Hayri İrdal, düşün aziz dostum bu ne sözdür? Bu demektir ki, iyi ayarlanmış bir saat, bir saniyeyi bile ziyan etmez! Halbuki biz ne yapıyoruz? Bütün şehir ve memleket ne yapıyor? Ayarı bozuk saatlerimizle yarı vaktimizi kaybediyoruz. Herkes günde saat başına bir saniye kaybetse, saatte on sekiz milyon saniye kaybederiz. Günün asıl faydalı kısmını on saat addetsek, yüz seksen milyon saniye eder. Bir günde yüz seksen milyon saniye yani üç milyon dakika; bu demektir ki, günde elli bin saat kaybediyoruz. Hesap et artık senede kaç insanın ömrü birden kaybolur. Halbuki bu on sekiz milyonun yarısının saati yoktur ve mevcut saatlerin çoğu da işlemez. İçlerinde yarım saat, bir saat gecikenler vardır. Çıldırtıcı bir kayıp… Çalışmamızdan, hayatımızdan, asıl ekonomimiz olan zamandan kayıp. şimdi anladın mı Nuri Efendi’nin büyüklüğünü, dehasını? İşte biz onun sayesinde bu kaybın önüne geçeceğiz. İşte enstitümüzün asıl faydalı tarafı…


Aşağıdaki linklerden de Trt Radyo 1 Arkası Yarın Kuşağından dinleyebilirsiniz.

https://soundcloud.com/hyaskin/saatleri-ayarlama-enstitusutrt-radyo-tiyatrosu-1-bolum

https://soundcloud.com/hyaskin/saatleri-ayarlama-enstitusutrt-radyo-tiyatrosu-2-bolum

https://soundcloud.com/hyaskin/saatleri-ayarlama-enstitusutrt-radyo-tiyatrosu-3-bolum

https://soundcloud.com/hyaskin/saatleri-ayarlama-enstitusutrt-radyo-tiyatrosu-4-bolum

https://soundcloud.com/hyaskin/saatleri-ayarlama-enstitusutrt-radyo-tiyatrosu-5-bolum

http://soundcloud.com/hyaskin/saatleri-ayarlama-enstitusutrt-radyo-tiyatrosu-6-bolum

https://soundcloud.com/hyaskin/saatleri-ayarlama-enstitusutrt-radyo-tiyatrosu-7-bolum

https://soundcloud.com/hyaskin/saatleri-ayarlama-enstitusutrt-radyo-tiyatrosu-8-bolum



Yasin Ertan

 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

KENDİMİZLE UFAK BİR HESAPLAŞMA

Hani herkesin küçüklüğünden hatırladığı parça parça bazı anılar olur ya, bilirsiniz. Bir mantığı ve nedeni olmasına gerek yoktur, beyin o...

Comments


bottom of page