top of page

TÜRK’ÜN BATIYLA İMTİHANI

Yazarın fotoğrafı: Furkan ErtanFurkan Ertan

XVIII. yüzyıllardan bu yana modernleşme akımının etkisinde olduğumuz kabul edilir. Bu değişim yıllar içerisinde hep aynı ivmesini koruyamamış, inişli çıkışlı bir yol izlemiş olsa da azımsanmayacak derecede etkilidir.


Bu etki doğrusu ile yanlışı ile bizi batılılaşmaya sevk ediyor. Fakat her zaman batılılaşma en doğru karar olmadı. Batının yanlış yaptığı birçok şeyi kendi içimize kattık. Batıyı örnek aldık. Avrupalılaşmayı modernleşme olarak gördük, kendi benliğimizi bıraktık, bizi biz yapan değerleri unuttuk. Kendi doğrularımızı yanlış gördük, geri kalmış düşündük. Halbuki her toplumun belli başlı kuralları vardır. Her toplum, her millet birbirine benzeyemez ama biz benzemeye çalıştık.


Günümüzün en temel sorunlarından biri budur. En temel yanlışımız belki de. İnsanımızın uyanıp bir şeyleri fark etmesi gerekiyor. Belki de her şey: televizyondaki diziler, karşımıza çıkan videolar, aldığımız oyuncaklar, giydiğimiz kıyafetler, yediklerimiz, içtiklerimiz… Ya hepsi bilinçli yapılıyorsa ya hepsi bir oyunsa? Biz uzun yıllar boyunca bütün Dünya ülkelerine gücümüzü gösterdik. Üç kıtaya hükmettik! Koca bir devlet kurduk. Fakat artık dünyada işler eskisi gibi değil. Silahlar sadece gösteri amaçlı. Artık modern bir savaş var ve biz bu savaşın etkisi altına girmiş durumdayız. Özellikle de gençlerimiz, çocuklarımız benliğini bilmiyor, atalarını bilmiyor. Dedim ya biz, biz olmaktan çıkıyoruz artık. İpin ucu kopmuş ve birinin bu ucu yakalaması gerekiyor. Göz göre göre eriyip bitiyoruz. Belki güçlüyüz, Türk’üz, buna ne şüphe! Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcut, biliyoruz. Ama kullanmayı bilmiyoruz, unuttuk. Değerlerimizi bilmiyoruz çünkü unuttuk. Bütün bunlar batının oyunları mı ki?


Bütün Türk akvam-ı, ne demiştik: “Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı: / Düşün altında binlerce kefensiz yatanı. / Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.” Ne demek ki bütün bunlar, hepsi birer kelime mi sadece? Yoksa bizim bunlardan çıkartmak zorunda olduğumuz anlam nedir? Bilmiyorum, bir şeyler yanlış gidiyor ne olduğunu bilmiyorum. Sanki kimse bilmiyor, kimse bir şey yapmıyor. Yoksa yapamıyor mu? Gençlerimiz, gözümüzün önünde, ellerinde telefon. Ya o da modernleşme dediğimiz asıl adı benliğimizi kaybetme oyununun içindeyse. Gelişmeyecek değiliz, elbette gelişeceğiz. Elbette diğer ülkelerden bir şeyler alacağız. Ama bu kolay olan. Zor olan ise bütün bunları alırken bir temeli unutmamak. Aydın insanlar, modernleştiği ölçüde topluma yabancılaştığının farkında değildir. Modernleşme insanla birlikte ilerleyen bir süreçtir. Her şeyin aynı ölçüde değişmesi de beklenemez. Önemli olan modernleşmeyi sağlayan insan ile kültürü arasındaki uyum ve bağdır. Türk modernleşmesi göz önüne alındığında böyle bir bağdan söz edilemez. Modernleşme bizde daha çok batıya teslimiyet gibidir. Yabancı dil bilenler Türkçe okumuyor, yabancı dil bilmeyenler, kendi dillerini de bilmiyor. Bizim batılılaşma isteğimizin, Avrupa’yı örnek alma isteğimizin altında yatan sebep güneşin Batıdan doğduğu yalanıdır. Aklımıza deli gömlekleri giydirdiler. Kaybettiğimiz şeyler kazandığımız şeylerden üstün oldu. Modernleşme çağdaş bir yapıyı meydana getirirken, dünyada benzeri kurulmamış bir devletin iflası oldu. Türk aydınının en büyük destekçisi batılı medeniyetler oldu. Çölde yürüyene serap ne ise Türk aydınına da Avrupa o oldu.


İnsanlar değişiyor; hayatları, bakışları, görüşleri, düşünceleri ve yaşamları. Nesil değişiyor. Bir sonraki nesil bir önceki nesle akıl erdiremiyor. Bir önceki nesil bir sonraki nesil için, “Nereye gidiyor bu nesil” diye düşünüyor. Bizim yanlış yaptığımız şey ne acaba. Sorunu hep karşımızdakinde arıyoruz. Herkes kendini en doğru sanıyor. Ortada bir sorun var ve herkes sorunu bir başka yerde arıyor. Kimse kendine bakıp bende bir hata var mı diye düşünmüyor. Sadece eleştiri. Eğer ortada bir sorun varsa bu herkesin suçudur. Sen suçu karşındakinde bulursun. Ama sende suçlusundur. Bir başkasının da suçu vardır. Daha büyük bir güç, o da suçludur. Ama o da kendini suçsuz görür. Çünkü onun suçlu olmasının arkasında başka bir suçlu vardır. Bu asla bitmez, bir döngü halinde ilerler. Asıl sorun ise insanın doğasındadır. Çünkü bu dünyanın bir sonu var. Eğer herkes hatasız olursa bu son nasıl gelecek?


Demem o ki: nesiller değişiyor, bizler de değişiyoruz. Sürekli bir sonraki nesli suçlamanın bir anlamı yok. Çünkü onlar da suçsuz. Onlar da modernleşme dediğimiz bu oyunu içerisindeler. Gençlerden bunları fark etmeleri beklenmemeli. Onlar sadece hayatını yaşıyor. Onlar da herkes gibi kendilerini kaptırmışlar. Modernleşmeliyiz ama sadece modernleşmeliyiz. Batıya ayak uydurmaktan söz etmiyorum. Kendimizi geliştirmekten söz ediyorum. Eğer sen, bütün bunların farkında isen durma! Bir şeyler yapmaya bir yerlerden başlamalısın. Unutma! Değiştiremezsin. Sadece güzelleştirebilirsin. Ve bunu ülkene, halkına ve bayrağına borçlusun. Çünkü sen bir Türk evladısın!

Furkan ERTAN


 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

KENDİMİZLE UFAK BİR HESAPLAŞMA

Hani herkesin küçüklüğünden hatırladığı parça parça bazı anılar olur ya, bilirsiniz. Bir mantığı ve nedeni olmasına gerek yoktur, beyin o...

Comments


bottom of page