2022’nin bana göre en iyi yapımlarından biri olan YAKIN’ı Lukas Dhont ortaokul çağında iki erkek çocuğunun birbirine olan sevimli bağını ve bu bağın okul başladığında nasıl sorunlara sebep olduğunu bize tüm çıplaklığıyla ve hepimizi ağlatmaya oldukça niyetli bir şekilde işliyor. Film ana karakterlerimizin tam anlamıyla küçük çocuklar gibi eğlenmelerini ve oyunlar oynamaları ile başlıyor. İlerleyen sahnelerde ortaokula başlayan karakterlerimiz çocukların acımasızlığıyla ilk defa kafeteryada tanışıyor. Gün içinde birbirleriyle olan yakın ilişkileriyle birçok öğrenciden garip bakışlar almalarından sonra kafeteryada yanlarına oturan kız grubundan birinin sorduğu ‘ikiniz beraber misiniz?’ Sorusu ilişkilerindeki ilk çalkantıyı yaratıyor. Bu kısımdan sonrasını filmle alakalı kendi dikkatimi çeken kısımlar ve paraleller ile kısa başlıklar altında incelemek istiyorum.
ÇİÇEK HASADININ ARKADAŞLIKLARININ EVRELERİYLE PARALELLİĞİ

Filmin başında içinde koşup oyunlar oynadıkları tarla çiçeklerle dolu ve bu da arkadaşlıklarının en sağlıklı ve sorunsuz haline denk geliyor. Daha sonrasında Leo’nun kendini uzaklaştırıp aralarına mesafe koyduğu, Remy’nin sürekli gülümseyen ve keyifli hallerinin yavaş yavaş kaybolduğu zamanlarda aynı
tarlayı çiçekleri alınmış ve gövdeleri kurumaya başlamış şekilde görüyoruz. Remy’nin gidişinden sonra bir süre bomboş kalan tarla bu sefer Leo’nun da katılımıyla tekrar ekiliyor, bu Leo’nun hayatına devam etmeye başladığını hissettirse de çiçeklerin bir kez daha açışını Leo’nun ormanda Remy’nin gidişinden sonra ilk defa ağlaması ve aslında ne kadar acı çektiğini ilk kez fark etmemize kadar göremiyoruz ve finale geldiğimizde

tekrar çiçekler içindeki tarlada Leo'yu bu sefer tek başına görüyoruz ve bence bu filmdeki en güzel ama aynı zamanda en üzücü paralellerden biri.
LEO’NUN ALÇISI VE YAS SÜRECİNİN PARALELLİĞİ
Tarla örneğinde olduğu gibi Leo’nun kolunu sakatlayıp alçıya aldırması da bir şekilde ölümü kabullenmesi ve yas tutmasıyla bir şekilde paralel ilerliyor. Remy öldükten sonra henüz 13 yaşında ve muhtemelen daha önce sevdiği birinin ölümüyle başa çıkmak zorunda kalmamış olan Leo’nun yas ve üzüntüsünü ifade edemeyişini izliyoruz. En yakını olmasına rağmen cenazesinde ağlamaması ve sınıfta yaptıkları bir çeşit toplu terapi sahnesinde hiçbir şey anlatmayan tek kişi olması nasıl yas tutacağını bilememesinden kaynaklanıyor olabilir. Cenazeden sonra eskiden Remy’le yaptıkları gibi abisinin yanına uzanması, daha sonra toplu yemek sahnesinde Remy’nin anne ve babasının üzüntülerini gördükten ve annesiyle konuşup Remy’nin odasına girdikten sonra hokey antrenmanında kolunu sakatlaması ölümün gerçekliğini fark edişiyle bağdaştırılabilir, zaten ölümünden sonra ağladığı ilk sahnenin de kolu alçıya alınırken olması bu teorimi bir şekilde doğrular nitelikte. Alçısı yapıldıktan sonra bi süre daha abisiyle uyuması, hastaneye gidip sonunda Remy’nin annesiyle yüzleşmesi ve ormandaki sahneden sonra alçının çıkması da sonunda acıyı kabullenip yasını tutması ve artık hayatına eksik ve buruk da olsa devam etmeye başladığını gösteriyor ki zaten çiçeklerin tekrar açması da bundan sonra yaşanıyor.
SOSYAL BASKI VE KABUL GÖRME İSTEĞİ
Sosyal baskı sosyolojide bir kişinin tutumlarını, düşüncelerini ve hatta değerlerini değiştirmesini sağlamak için bir sosyal grup tarafından uygulanan etki şeklinde tanımlanır. Leo ve Remy’i birbirinden ayıran hatta Remy’nin ölümüne sebep olan da tam olarak sosyal baskı ve kabul görme isteğinin sonucudur. Okulda çift sanılmaları ve diğer erkek çocuklarının onlardan uzak durması sosyal baskının örneğidir, bu durumlar üzerine Leo’nun Remy’den uzaklaşması da kabul görme isteğinin bize neler yaptırıp neleri kaybettirebileceğinin örneğidir. Leo Remy’den uzaklaştığında kabul görme ve ait olma hissini tattığı için bir yandan Remy’i kaybettiğinin farkında değildir bu yüzden her sabah okula birlikte gitmelerine rağmen Remy’i bırakıp diğer çocuklarla okula gittiğinde bahçede yaşadıkları kavga sırasında sadece ‘bir şey yok Remy’ demiştir çünkü yaptığında bir yanlış görmemektedir ya da içten içe bilmesine rağmen kabul görme hissi onu bu durumu düşünmekten alıkoymuştur

TOKSİK MASKÜLENİTENİN OLUŞMA YAŞI
Kızlar arasındaki arkadaşlığın erkekler arasındaki arkadaşlıktan çok daha sevecen ve açıkça sevgi dolu olduğu günümüz dünyasında inkar edemeyeceğimiz bir gerçek. Bunun sebebi nefret dolu bir toplumda büyüyor ve yaşıyor ve birbirimizden nefret etmeye çok yatkın oluşumuz. Örneğin el ele gezen iki yaşında kız çocukları kimseyi rahatsız etmez hatta çok sevimli olduğu düşünülür fakat aynı durumu iki küçük erkek çocuğunda düşünürsek bu toplumun çoğunluğu için belli etmemeye çalışsalar bile bir sorundur ve genelde ellerini ayırma eğiliminde olurlar. Yakın örneğinde de tam olarak bunu görüyoruz, aileleri toplumun nefret dolu olmayan azınlık kısmında oldukları için böyle baskılara maruz kalmadan büyüyen Leo ve Remy aynı yatakta uyumayı, her günlerini beraber geçirmeyi ve

birbirlerinin bacaklarına yatmayı, maskülenliklerinin zedelenmesi korkusu olmadan rahatça yapabiliyor ama okula başladıklarında toplumun nefretiyle büyümüş ve henüz 13 yaşında olmasına rağmen nefret dolu diğer çocukların arasına girdiklerinde maalesef ki bazı kalıplara uymak zorunda bırakılıyorlar.
Özetlemem gerekirse, yumuşak ve sakin sinematografisiyle izlemesi keyifli fakat bittikten sonra bile sizi kesinlikle etkisinde bırakacak kadar da üzücü, bir mutsuz son sevdalısı olan ben bu filmi izlerken uzun zamandır hiçbir gençliğe geçiş filminden almadığım kadar keyif aldım.

Son olarak bu film bir şarkı olsaydı kesinlikle Conan Gray- The Story olurdu diyor ve en kısa zamanda serin bir yaz akşamında bu filme bir şans vermenizi tavsiye ediyorum.
コメント